Alper Gezeravcı, uzaydan Samsun’a bağlandı

alarının katılımı ile gerçekleştirdik. Bu da, bahsettiğim sürecin son kısmıydı. Nihayetinde, Kaza Yönetim Ekibinde çalışacak üç arkadaşımla birlikte, 15 gün sürecek yer ve daha sonrasında da uzayda görevin uygulamaya yönelik eğitimleri için yaşam üssümüze geldik. Şu an, tamamen buradaki operasyonel prosedüre göre devam eden, uzay istasyonunun en önemli odak noktası olan kaza ve acil durum senaryolarının tatbikatlarını gerçekleştiriyoruz.”

Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda gerçekleştirdiği deneyler hakkında bilgi paylaştı. Gezeravcı, “Mikro yerçekimi ortamı, Dünya’da sahip olmadığımız çok farklı araştırma imkanları sunuyor” dedi. Türkiye’nin ilk astronotu Gezeravcı, uluslararası uzay istasyonunda yaptığı bilimsel deneyler üzerine devam ediyor. Uzaydaki deneyimlerinden ve merak edilenlerinden bahsetti. Gezeravcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın ardından ilk canlı yayın bağlantısını Samsun Üniversitesi öğrenci ve akademisyenleri ile gerçekleştirdi. Öğrencilerin sorularını yanıtladı ve ay yıldızlı bayrağımızın uzayda taşınmasından bahsetti. “Ay yıldızlı bayrağımızı uzayda taşımayı onurlu bir görev olarak görüyorum” Gezeravcı’ya “Uzayda olmak nasıl bir his?” sorusu yöneltilince, “Ay yıldızlı bayrağımızı uzayda taşımayı onurlu bir görev olarak görüyorum. Sizlerin uzayda da desteklerini hissetmek, düşüncelerime ortak olmanın bana verdiği mutluluktan daha anlatılması güç bir duygu. Bu görev beni uzayın derinliklerinde taşıyacak olan bayrağımızı, devletimiz ve milletimizin verdiği gururu ve mutluluğu hissediyorum. Eğer yerçekimi yok olsaydı, benim ayaklarımın yerden koptuğunu söylerdim. Ancak maalesef bu durum fiziksel olarak gerçekleşmiyor” şeklinde yanıt verdi. Uluslararası Uzay İstasyonu’nun nasıl bir yer olduğu hakkında sorulan soruya, Gezeravcı şu şekilde cevap verdi: “Uluslararası Uzay İstasyonu, dünyanın alçağak yörüngesinde bulunan bir uzay üssüdür. Yerçekimini düşük seviyelerde, araştırmalarımız için çok farklı araştırma imkanları sunuyor. Bir yandan Dünya’yı izleyebilirken, öte yandan da insan yapımı bir uydu tadını çıkarabiliriz. Gidebileceğimiz en düşük yörüngede ise saatte 28 bin kilometre hızla, 90 dakikada bir tam tur atıyoruz. Ağırlığımız ise 420 ton, futbol sahasına sığabilecek büyüklükte. İnşa edilmiş en büyük insan yapımı şey olma özelliği taşır ve 74 metre 110 metre uzunluğunda. ISS’e ilk modüller Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde olan mekikler tarafından taşınmış. Dünya üzerinde yapılan bir çok bilimsel çalışmalardan sonra her bir ulus kendi çalışmalarını başlattı. İnsanlık için bir anıt niteliği olmayı amaçlıyor.” “Uzay istasyonunda yaşamak için ne gerekliydi?” Gezeravcı “Uzay istasyonunda yaşamak ve uyum sağlamak için neler yaptınız?” sorusuna şu şekilde cevap verdi: “Öncelikle fiziksel gereksinimlerimizi karşılayabilmek için düşük basınç odası ve santrifüj gibi eğitim etkinliklerine katıldık. Burada, uzay aracının hızlı ivmelenmesinin insan vücudunda biriken etkileri hakkında bilgiler edindik ve buna karşı nasıl mukavemet gösterilebilir öğrendik. Sonra, Falcon-9 üstünde bulunan Dragon roketinin normal görev ve muhtemel acil durumlarını öğrendik. Binlerce olası acil bir durum vardı. Şimdilerde ise uzay istasyonunun insan yapımı olmayan koşullarında gerçekleşen bir sürü prosedürde yer almamız bir yıl sürdü. Şu anki çalışma koşullarımıza paralel olarak eğitimlerimizi tamamladık. Ekibiniz üç kişi Kaza Yönetim Ekibinin çalışanları da uzayda çalışanların örneklerini tamamladıktan sonra 15 gün içinde kaza senaryolarla çalışmayı ele alım. Sonra da ISS’in en önemli görüşme odasının acil durumlar için tatbikatlarını gerçekleştiriyoruz.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*